Bu yaz katıldığım şefkatle emzirme sonlandırma atölyesinden sonra uzman psikolog ile birebir görüşmemiz için Ali’yle oyun oynadığımız yarım saatlik bir anı videoya çekmiştim. Oyunda yapamadığı bir şey olduğunda kafasını elleriyle tutup, ayaklarıyla tekmeler atıp, olmadı olmadı diye ağlamaya başlamıştı. Psikolog bunun doğum travması olabileceğini söylediğinde bende büyük bir aydınlanma oldu. Hamileliğimin 38. haftasında suyum azalmaya başlamıştı, 40. haftaya kadar Ali’nin doğumu başlatmasını bekledik ama olmayınca hastaneye yatış yapıp önce hormon ile daha sonra da suni sancı ile doktorumuz başlattı doğumu. Yaklaşık sekiz saat süren zor bir doğum oldu. Keşkesiz doğum ekibiyle, mümkün olan minimum müdahaleyle, en doğal halinde, çok güzel bir doğumdu ama zordu, ikimiz için de. Psikolog, Ali’nin doğumu kendisinin başlatmamasının, doğum kanalından geçerken zorlanmasının, müdahale gerekmesinin Ali’de olmadı, yapamadım diye tetiklenmelere neden olabileceğini söyledi. Zaten hali hazırda görüştüğüm bu psikoloğun bekleme listesinde olduğum için, seanslarda bu konuyu çalışabileceğimizi konuştuk. O zamana kadar benim yapabileceğim en iyi şey ise Ali’nin bu duygusunu görmek, kabullenmek ve onu aynalamak olacaktı. Aylardır her fırsatta bunu yapıyordum.
Geçen hafta ise banyoda çok kendiliğinden başlayan bir olay oldu. "Anne ayaklarını aç" dedi, kucağıma oturdu ve ayaklarımı kapattı. "Şimdi ben içerideyim kimse gelmesin" dedi. Defalarca ayağa kalktı, açtı kapadı ayaklarımı. Kucağımda bebek pozisyonunda uzun uzun oturdu. Banyoda büyük kovalar vardı içine girmek istedi ama o anda izin vermedim. İki gün sonra yeniden banyodayken aynı şekilde oynadık ve bu sefer kovayı doldurup girmesine izin verdim. Kovada bebek pozisyonunu alıp, hatta ultrasonda en çok gördüğümüz haliyle elini yanağına koyup kafasını yasladı, “Burası benim evim, mavi renk, ben şimdi biraz uyuyorum.” dedi. Kovanın içindeki sudan içmeye başladı, ben otomatik bir şekilde hayır tepkisi verdim, “anne bu süt, buradan süt içiyorum, çok güzel.” dedi. Bir kitapta meme ucunun kokusunun anne karnındaki amniyon sıvısı ile aynı olduğu ve bebeğin doğduğunda memeyi otomatik bulup almasının nedenlerinden birinin de bu olduğunu okumuştum. O an anne karnını ve doğumu canlandırdığının farkına vardım ve tüm detaylara o gözle bakmaya çalıştım.
Kovanın içinden çıkıp ayaklarımı ve kollarımı kocaman açmamı istedi, kucağıma geldi, bana kocaman sarıldı, geri kovaya döndü, yeniden bana geldi, defalarca tekrarladı bunu. Bir süre sonra diğer kovaya da su koymamı istedi, bu da süt anne bunda da süt var dedi. Plasentadan bahsediyor olabilir mi diye düşündüm. İki kovadan bir yol yaptı daha sonra kendine, bu sefer bu yolu açarak bana geldi. Bir saatten fazla bir süreyi bu şekilde geçirdik. En sonunda emmek istedi. Yaklaşık iki buçuk aydır sadece günde bir kez sabah uyandığında emziriyordum, sonlandırmayı düşünüyor ama erteliyordum. O an bunun için doğru bir an olduğunu hissettim. Peki şimdi emebilirsin dedim ve anlatmaya başladım. “Ali’ciğim sen emmeyi çok seviyorsun biliyorum, ben de seni emzirmeyi çok seviyorum. Doğduğundan beri memeler senin için süt yapıyor, memelere teşekkür edelim. Ama anneciğim artık bitiyor. Ben seni yarın sabah uyandığında son kez emzireceğim ve memelere bay bay diyeceğiz. Onlar her zaman burada, istediğin her zaman gelebilirsin ama artık süt olmayacak, ememezsin. Ben her zaman buradayım, bana ne zaman ihtiyacın olursa gelebilirsin. Seni çok seviyorum anneciğim.”
Ben bunları söylerken gözlerini hiç kırpmadan bana bakarak dinledi. Söylediğim her şeyi anlamıştı. İkimiz de hem mutlu hem hüzünlü bir halin içindeydik. Uzun uzun emdi. Çok anda, çok senkronize, çok ama çok özel bir andı. En son ben artık çıkalım dediğimde “bay bay memeler” dedi. Ben banyodan çıktım ve bu sefer de kapıda beklememi istedi. “Anne sen beni burada bekle, ben biraz daha suya girip çıkacağım” dedi. “Tabii oğlum” dedim “hiç acelemiz yok, istediğin kadar beklerim seni.” Yine defalarca kovanın içine girip çıktı ve koşarak bana sımsıkı sarıldı. Bugün sabah uyandığında “anneciğim dün konuştuğumuz gibi seni bu sabah son kez emziriyorum” dedim, bunu söyleyince daha sıkı sıkı tutundu, uzun bir süre emip, bırakmak istemedi. En sonunda ben “Ali bitti anneciğim” dedim, tamam “bay bay memeler” dedi kendisi.
Bunun gerçekten bir son olduğunu ne kadar kavradığına emin değilim. Katıldığım bir atölyede uzman psikolog emzirme sonlandırmanın çocuğun hayatında yaşayacağı ilk vedalardan biri olacağını ve onun repertuarında önemli bir yeri olacağını söylemişti. Yine böyle atölye çalışmalarından birinde annemi çok küçük yaşta, vedalaşamadan kaybettiğim için ayrılıklarda ne kadar zorlandığımı, bunun benim için ne kadar zor olduğunu farketmiştim. Sürecin devamı nasıl olacak bilmiyorum ama en azından bunun bir ayrılık olduğunun, ikimizin de zorlayıcı duygular hissetmesinin, yas tutmasının normal olduğunun ve bunun üstesinden birlikte geleceğimizin farkındayım.
Bu tarz özel günleri hep daha sonra yazarım, zaten hatırlarım, anlatırım gibi düşünüyorum ama daha sonra olmuyor. Bugün şu an tüm sıcaklığıyla hissediyor ve detaylarıyla hatırlıyorken yazmak istedim. Her anne, her bebek, her aile ve hikaye biricik, sizlerin paylaşmak istedikleri olursa dinlemeyi, okumayı çok isterim. ❣️
コメント